Ne? Ofiste köpek balığı mı? "Ne alaka" demeyin. Yan masanızda bir köpek balığı oturuyor olabilir!
Kavram ilk 1893 yılında İsviçreli bir bilim adamı olan..
Şaka şaka.. Kavramı ilk kim kullanmış ve nasıl icat etmiş ben de bilmiyorum ama
duyunca çok hoşuma gitti sizinde de paylaşmak istedim. Kim bulmuş bilmiyoruz
ama çıkışının Japonlarla biraz ilgisi var sanırım. Şöyle ki:
Japonlar bir ada toplumu olarak taze balığı her zaman çok
sevmişler. Fakat Japonya sahillerinde, bol balık az bulunduğundan, balıkçılar
nüfusu doyurabilmek için daha büyük teknelerle okyanusa açılmaya başlamışlar.
Başlangıçta balık tutmak için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha uzun
zaman almaya başlamış. Dönüş bir iki günden daha fazla uzarsa, tutulan
balıkların da tazeliği kaybolmaktaymış. Japonlar, tazeliği kaybolmuş balığın
farkını anlayıp lezzetini hiç sevmemişler. Bu problemi çözebilmek için
balıkçılar, teknelerine soğuk hava deposu yaptırmışlar. Böylece istedikleri
kadar uzağa gidebilip tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak
saklayabilmişler. Ancak Japon halkı, bu defa da taze balıkla donmuş balığın
lezzet farkını ayırt etmiş ve bu balıklara çok para ödemek istememişler. Bunun
üzerine, balıkçılar çareyi teknelerine balık akvaryumu yaptırmakta bulmuşlar.
Japon halkı bu defa da canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzetinde bir
farklılık hissetmiş. Hareketsiz, uyuşmuş bir durumda günlerce yol giden
balığın, canlı, diri ve hareketli balığa göre lezzeti çok farklıymış. Sonunda
Japonlar taze ve lezzetli balığı sofralara getirebilecekleri bambaşka bir yol
bulmuşlar: Balıkları yine teknedeki akvaryumlarında tutarken içine küçük bir de
köpek balığı atmışlar. Böylece balıkların bir kısmı köpek balığı tarafından
yutulmasına rağmen geride kalanlar son derece taze kalabilmişler.
E bunun bizim ofisle ne alakası var? O da şöyle ki, hani
bazı iş arkadaşlarımız ya da astlarımız çok saldırgan gelir bize ve neden böyle
olduklarımı zaten anlayamayız ya. İşte onlar birer köpek balığı olabilirler.
Peki onlar organizasyonda ne iş yaparlar? Onlar aslında ekibi taze tutmak için
vardırlar. Unutmayın, organizasyondaki her kişi aslında faydalıdır, eğer doğru
yerleştirmeyi bilirseniz. Onların hızlı hareketleri ve yırtıcı tavırlarını iyi
bir yöne kanalize ederseniz tüm ekibi motive eden insanlar olabilirler. Mesela
çok iyi satışçı olabilirler ya da hedef-zaman odaklı çalışılan işlerde, örneği tele
satış gibi mesleklerde bir yarışma ruhu yaratıp ekibi şahlandırabilirler.
Ama unutmamanız gereken bir nokta var: Nasıl ki köpek
balıkları suyun içerisinde yapıları gereği sürekli yüzmek zorundadırlar yoksa
batarlar, ofisteki köpek balıkları da aynı şekilde sürekli yüzmelidir. Onlara
hedefler verin, ilerideki bir havucu gösterin ve onları motive edin yoksa sizin
ofisinizdeki küçük balıkları yemeğe başlamaları an meselesidir.
Köpek balıkları gerçek hayatta kemikli değil kıkırdaklı bir
iskelete sahiptirler. Bu da onlara inanılmaz bir esneklik kazandırır. Ofisteki
köpek balıklarının da çok esnek olabileceklerini unutmayın. Farklı iş ve
görevleri aynı anda götürebilirler. Çalışma saatleri konusunda
"av"larını yakalayıp karınlarını doyurana kadar
"esnek"tirler.
Fakat bir köpek balığı bir balıkçı tarafından nasıl
yönetilemezse ofisteki köpek balıklarının yönetimi de aynı derecede zordur.
Eğer gücünü iyi kanalize edemezseniz ve enerjisini farklı yönlere çekmeyi
beceremezseniz başka bir balığı ya da balıkçıyı bile yiyebilir.
Seçme ve yerleştirme bu yüzden zordur. Kişiyi işe alma
kararıyla beraber nereye yerleştirileceği de hayati önem arz eder. Yani kısaca
düne kadar "ofiste kavga etmediği adam kalmadı" dediğiniz bir
çalışanınızı başka bir departmanda çok saygın bir takım lideri olarak
bulabilirsiniz...
Unutmayın, gerçek köpek balıkları her zaman şirketinizin
"en"leri listesinde üst sıralarda yer alırlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder