Bayram seyran demedik ve sizler için çalıştık :)
Güneşli bir Ramazan Bayramı gününden merhaba. İşimiz gücümüz
insan malum.. Bu bayramda da boş durmadık ve İnsan Kaynakları'yla alakalı
gözlemlerimize devam ettik. İnsanın olduğu her yerden bize iş çıkar ne de
olsa..
Bu bayramda yeni nesile baktım biraz. Aramızda artık
neredeyse bir kuşak farkı oluştu. "Bizim zamanımızda" diye başlayan
cümleler kurabilecek yaştayız. Bayramda artık el öptürüp harçlık veriyoruz ya
hu.. :)
Yeni nesil Z nesli. Bizler Y idik ve şimdiki yöneticilerimiz
ise çoğunlukla X'lerden müteşekkil. Bu bayramda bu nesiller üzerine biraz
eğildim. Z nesli bizlerden de hızlı. Çabuk değişiyorlar, algıları çok açık ama
dikkatleri çok az ve bizim zamanımıza göre artan eğitim sistemi rekabet koşulları
nedeniyle daha fazla bir yarış halindeler. Şimdilik bizler onları sadece
bayramlarda, seyranlarda uzaktan uzağa izliyoruz ama bir 10 sene sonra (hatta
belki de daha az zaman sonra) kendileri iş hayatına adım atacaklar.
Nedir bu kuşak farkı? Gerçekten var mıdır böyle bir şey?
Aslında değişen zaman ve şartlara göre her bir nesil bir önceki jenerasyona
göre daha farklı yetilere ve uzmanlıklara sahip olabiliyor ya da eğilimleri
daha farklı yönlere olabiliyor. Ama kısaca bahsetmek gerekirse X nesli,
1965-1979 arası doğanlara denir. Bu durumda en yaşlısı 48, en genci 34
yaşındadır. X nesli kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı,
sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanıyor.
Y nesli, 1980-1999 arası doğanlardır. Y neslinin en yaşlısı
33, en genci ise 14 yaşındadır. Kuşaklar arası farklılığın en çok hissedildiği
nesil özelliği taşırlar. Çünkü onlar bağımsız olmayı seviyorlar, özgürlüklerine
düşkünler ve iş yaşamlarında da farklılar. Belirlenen mesai saatleri arasında
çalışmayı sevmiyorlar. Bu yüzden, iş saatinden ziyade işe odaklanmaları
gerekiyor. Bu durumda onları işin bir parçası haline getirmek önemlidir. X
nesline göre Y neslinin örgütsel bağlılıkları azdır ve çok fazla iş değiştirdikleri
de söyleniyor.
Z nesli, 2000 yılı ve sonrası doğanlara denir. En büyüğü 13
yaşındadır. İnternet ve mobil teknolojileri kullanmayı seviyorlar. Günümüzde
yaygın olan akıllı telefonlar, ipad’ler ya da tablet bilgisayarlar ile her
alanda aktifler. Özellikle internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih ediyorlar.
Diğer nesillerden farklı olarak, internet ve teknoloji ile doğdukları tabir
edilir. Ülkemizin %17’sini oluşturuyorlar.
Bugün biz birazcık Y nesli üzerinde duralım. Örgütsel
bağlılıkları fazla olmayan bu nesil X kuşağı yöneticileri tarafından
aidiyetlerinin olmaması nedeniyle eleştirilmekteler. Ama eleştirerek buna biz
çözüm bulmuş olmuyoruz. Kısaca formülize edersek; "Bir kişiyi işe almak için harcadığımız zaman + kişiye verilen
oryantasyon ve eğitimler + kişinin alışmak için geçirdiği süre + verimliliğini
ortaya koyana kadar geçirdiği süre = bir personelin bize toplam maliyeti"dir.
Dolayısıyla bu kadar emek ve para harcadığımız bir personelimizin göz göre
başka denizlere yelken açması bizim için oldukça ciddi bir kayıptır. Bir kişiyi
işe alırken onun geçmiş tecrübelerine odaklandığımız kadar başka bir kıstasa
daha odaklanırız: Adayın yatırım
yapılmaya değer olup olmaması. Eğer yatırım yapılmaya değer bir adayla
karşı karşıyaysak onu elimizde tutmak için de bir çaba harcamamız gerekir.
Y kuşağı hızlı değişimlere kolay adapte olur fakat dikkati
de çabuk dağılır. Aidiyetlerini belirleyen şirketin kendilerine ne kattığıdır.
Şirket onların piyasa değerini arttırıyor mu yoksa onları köreltip piyasa
değerlerini azaltıyor mu sorusunu sık sık kendilerine sorarlar. Bir işe
sarıldıkları zaman onu sonuna kadar takip etmeyi severler ve anladıkları bir
işi takip etmek onlar için çoğu zaman çalışmak değil bir zevktir. Ama X kuşağı
gibi nedenini anlamadıkları emirlere de kayıtsız şartsız itaat etme taraftarı
değillerdir çoğu zaman. Bu sebeple eğer Y kuşağının çoğunlukta olduğu bir
şirketiniz varsa ya da bu tarz bir ekibi yönetiyorsanız öncelikle sabırlı
olmalısınız. Y kuşağı her duruma ayak uyduramaz ama iyi bir ekip bilinci
vardır. Bu da onlara iş vermek yerine onları işin bir parçası haline getirmek
demektir. Ayrıca X kuşağı gibi sabah 8 akşam 5 tarzı işleri pek
benimsemiyorlar. Zaten bu kuşaktan daha çok freelance ya da home office
çalışanların çıkması da tesadüfi değil. Onlara bir deadline ve görev verin.
Arada tabi ki denetleyin fakat illa onları sürekli bilgisayar başında ve
çalışırken görmeyi beklemeyin. Belki de en iyi raportörünüz bir gece kuşudur ve
geceleri çalışmayı daha çok seviyordur. Yeniliklere açık bu nesil özellikle
yenilik peşinde olan şirketler ve start-up firmalar için en iyi çalışanlar
olabilir. Y kuşağını yönetmek X kuşağına göre daha zordur ama onlardan çok daha
fazla verim alabilirsiniz. Sadece bunu nasıl planlayacağınız önem arz eder.
"İnsanlar anne babalarını seçemezler ama kayınvalide ve
kayınpederlerini seçebilirler" diye bir söz var. Bir Y hiçbir zaman
çalışacağı ya da çalıştığı şirketin kendisine sunduğu yan hakları ve maaşı göz
ardı etmez fakat şirketin kendi kişisel gelişimine sunduğu katkıları da göz
önünde bulundurur. Şirket için kendisini vazgeçilmez kılacak olan şeyin mevcut
piyasa değerinin yüksekliği olduğunu düşünür. Y'ler çoğunlukla yan haklar ve
ücretler nedeniyle bir işe girerler fakat yöneticileri nedeniyle iş
değiştirirler. Bu da koçluk tipi liderliğin "yatırım yapılmaya değer
kafaları" tutma konusunda ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterir.
Son olarak Y kuşağını yönetenlere tavsiyeler: Eğer çok verimli bir Y kuşağı ekibini ya da
çalışanınız varsa onları arada nadasa
bırakmayı deneyin. İç Anadolu'da
özellikle toprağın verimini arttırmak isteyen çiftçiler toprağı sürdükten sonra
bir sene boş bırakırlar. Ya da o sene her sene ektiklerinden başka bir ürün
ekerler ki toprak eksik olan minerallerini bu bir sene içinde toplasın ve daha
verimli hale gelsin. Siz de Y kuşağı çalışanınızı arada dinlendirin ve
kendisine görevi haricinde başka işler, meşguliyetler verin. Bu onun hem
kendisini geliştirmesine yarayacak, hem de kişisel gelişimine katkı sağlayıp
onun size ve şirkete olan sadakatini arttıracaktır.
Y kuşaklarına selam olsun, ve onları yönetmeye çalışan
X'lere de kolaylıklar dilerim :)
Geçmiş bayramınız mübarek olsun efendim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder