Bir işe alımcının en zor mülakatı kiminle yapılan mülakattır
derseniz ben hiç şüphesiz başka bir işe alımcıyla yaptığı mülakattır derim!
Bu bildiğin tereciye tere satmaktır...
İşe alımcıların bazı "özel" soruları vardır, o
soruların aslında net cevapları yoktur ama karşıdaki adayın kişiliğini, çalışma
standartlarını anlamaya çalışırlar. Aday genelde sorulan soruların mahiyetini
tahmin etmeye çalışır ama işe alımcı kendi bildiği sularda yüzmenin
rahatlığındadır.
Oysa sizden daha aşağı bir pozisyon için bile olsa bir işe
alımcı görüşmesi yapmak iyi bir çözümleme bilgisi gerektirir. Senin sahip
olduğun taktiklere o da genelde sahiptir, hatta belki görüşmede seni
yönlendirecek ve aslında mülakatı gizliden gizliye yönetecek bir ustalıkta bile
olabilir. Senin sorduğun sorulara cevap verirken senin duymak isteyeceğin
cevapları verebilir mesela. Bu tehlikenin farkında olarak bir mülakatı
yönetmekse işe alım görüşmesine gelen işe alımcı kadar işe alım mülakatını
yöneten işe alımcıyı da gerer.
E peki ne yapalım? Adamı yalan makinesine mi bağlayalım?
Tabi ki hayır! Stres, ortamda dolaşabilen bulaşıcı bir
rahatsızlıktır. O sebeple siz ne kadar rahat olursanız, diğer işe alımcı da o
kadar rahat olur.
İkinci olarak neticede sizinle aynı işi yapacak insanı
seçmeye çalışıyorsunuz. O yüzden aslında en kilit noktaları da siz
biliyorsunuz. Mülakat esnasında işinizin kilit noktaları hakkındaki fikirlerini
iyi anlamaya çalışın. Bunlar seyahat engeli, esnek çalışma saatleri ya da yoğun
stres altında çalışma gibi bazı değişkenler olabilir. Nasıl anlayabileceğiniz
konusu tamamen sizin yaratıcılığınıza kalmış. Case Study'ler hazırlamak ve
onlarla alakalı fikirlerini sormak bir çözüm olabilir.
En önemli etkenin beden dili olduğunu unutmayın. Diller
sizin istediklerinizi söyleyebilir ama yüz, göz, eller ve bedenin diğer
uzuvlarının değişkenliği yalan söylemez. O yüzden odaklanacağınız adayın ne
söylediğinden çok ne söylemek istediği olacaktır.
Eğer yeni mezun alacaksanız adayın tecrübesi olmayacağı için
sizin adınıza yatırım yapılmaya değer olup olmamasına odaklanın. Yani kumaş
meselesi. Tabi ki kimse bulunmaz Hint kumaşı değil ama size lazım olacak elbise
bu kumaştan çıkar mı sorusunu kendinize sorun ve adayı buna göre inceleyin.
Unutma sevgili İK'cı. Sen bir çok birim müdürünün bile sahip
olmadığı bir hakka sahipsin: Kendi çalışma arkadaşını seçmek... O yüzden
mülakattaki nihai kararınızı vermenizi sağlayacak olan bu kişiyle günde 10 saat
geçirip geçirmeme konusundaki isteğiniz olacaktır.
Kolay gelsin!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder