Ara ara okuduğum kitaplardan da bahsetmeye karar verdim ve ilk kitabımı seçtim: "İyiden Mükemmel Şirkete". Eğer reklama girecekse de girebilir sıkıntı değil :)
"İyi mükemmelin düşmanıdır" cümlesiyle başlar Jim
Collins'in kitabı. Çünkü iyi bir şeyi kimse daha iyi hatta mükemmel yapmakla vakit kaybetmez, herkes kötüyü
düzeltmenin peşindedir.
Jim Collins ve ekibi bu konuyu araştırmak üzere
belirledikleri bir kaç sektör ve bu sektörde faaliyet gösteren firmaları
araştırma grubu ve gözlem grubu olarak ikiye ayırır ve incelerler. Kitap
hakkında aşağıda bazı spoiler bulacaksınız ama bunun sizi kitabı okumaya teşvik
edeceğini düşündüğüm için yazmakta sıkıntı görmedim.
Kitap öncelikle kesinlikle bir İK kitabı değil. Fakat ben
bir İK'cı olarak okurken kendi adıma aldığım notları sizinle paylaşacağım:
Şirketleri kurtarmak ya da daha da büyütmek için şirket dışından
gelen ünlü liderlerle şirketin iyiden mükemmele dönüşümü arasındaki bağıntı
negatif. Bu şu demek, dışarıda çok başarılı olan bazı yöneticileri şirkete
transfer edip sektör lideri olmayı hayal ediyorsanız daha çok beklersiniz! En
başarılı liderler şirketin içerisinden çıkan, kurum kültürüne sahip ve şirketi
kendi şirketi gibi benimsemiş kişilerdir.
İyiden mükemmele dönüşen şirketler değişimi yönetmek,
çalışanları motive etmek, elemanların şirkete bağlılığını sağlamak gibi
konularla pek İLGİLENMİYOR! Doğru koşullar altında bağlılık, motivasyon gibi
sorunlar büyük oranda kendiliğinden ortadan kalkıyor. Şirkete güveniyorsam,
bana bir çalışan olarak değerli olduğumu hissettiriyorsa, kendimi buraya ait
hissediyorsam bahar aylarında yapılacak toplu piknik yapılmasa da olur!
Önce KİM sonra NE felsefesini uyguluyorlar. İncelemede
liderlerin önce otobüse doğru insanları bindirip yanlış insanları indirdiği
sonra da herkesi DOĞRU koltuğa oturttuğu saptanmış. Otobüsü nereye
süreceklerineyse ondan sonra karar verilmiş. "İnsanlar en kıymetli varlığımız"
değil "Doğru insanlar en kıymetli
varlığımız"mış meğer. Konuyla alakalı olarak Apple'ın kurucusu Steve
Jobs'ın da "eğer ne iş yapacaklarını ve nereye gideceklerini de ben
söyleyeceksem neden kucak dolusu para verip ülkenin en zeki insanlarını
şirketime alayım ki" dediğini burada belirtelim.
Disiplin kültürüne sahipler. Çok şirket disiplinlidir ama
çok azı disiplin kültürüne sahiptir. Elinizde disiplinli insanlar varsa
hiyerarşiye, disiplinli düşünce varsa bürokrasiye ve disiplinli eylem varsa da
aşırı kontrollere ihtiyacınız yoktur!
Ve son olarak 5. Düzey
Liderlik motiflerine sahip yöneticileri var. İşletme okullarında
öğretilen liderlik düzeyleri genel olarak 4 aşamalıdır:
- 1. Düzey: Yeteneği, bilgisi, becerisi ve çalışmayı ortamına uyum sağlayan karakteriyle üretken katkılarda bulunur.
- 2. Düzey: Ekip olarak hedeflere varılmasını sağlamak için bireysel yeteneklerini de sürece katar ve ekibiyle uyum içinde çalışır.
- 3. Düzey: Önceden belirlenmiş hedeflere varmak için kaynakları etkin bir biçimde organize eder ve ekibini yönlendirir.
- 4. Düzey: Açıkça ifade edilmiş zorlu bir vizyona bağlıdır ve kararlılıkla o vizyonu izler. Var olandan daha yüksek standartlara ulaşmak için herkesi teşvik eder.
5. Düzey Liderler ise kişisel planda alçakgönüllülük ve mesleki
alanda sarsılmaz bir iradenin ilginç bir karışımıdırlar. İkili bir yapıya
sahiptirler: Ilımlı ama kararlı, alçakgönüllü ama korkusuz. Ve başarılı
olmalarının temelinde yatan etken de başarıyı paylaşma konusunda istekli
olmalarında yatar. Mesela şirketlerinin kendilerinden sonraki neslinin kendilerinden
daha da başarılı olmasını isterler. Bu hırsları olmadığı anlamına gelmez,
sadece hırsları kişisel değil şirketleri adınadır. Bunları yazarken yazmak ve
söylerken söylemek kolaydır ama yaparken yapmak çok zordur. Çok az insan
nefsani duygularından ve kişisel hırslarından kurtulup şirket adına daha
faydalı olacaksa bir başkasının kendisinden daha başarılı olmasına
katlanabilir.
5. Düzey liderler başarılı bir performansa ulaşma gibi
tedavi edilemez bir hastalıktan muzdarip fanatiklerdir. Şirketlerini mükemmel
bir şirket haline getirmek için gerekirse fabrikalarını satabilir ya da öz
kardeşlerini işten kovabilirler.
Peki şirketinizin CEO'su, genel müdürünüz ya da patronunuz
5. Düzey bir lider değilse?
Mükemmel bir şirkete dönüşmek için illa 5. Düzey liderliğe
gerek var mı tartışılır ama yazarın hipotezine göre insanlar ikiye ayrılır.
İçinde 5. Düzeyin tohumunu taşıyanlar ve taşımayanlar. Siz konumunuz gereği
bulunduğunuz alanı değiştirip dönüştürebiliyor musunuz? Öncelikli soru bu
olmalıdır. Şirketin gidişatı ya da aldığı kararlar bir çalışan olarak sizi etkilese
de sizin yetki ve sorumluluk alanınızda olan bir konu değildir. Ve en önemlisi
siz bir yönetici olsaydınız ya da yöneticiyseniz, kaçıncı düzey lidersiniz?
Liderlik düzeylerinin biri diğerinden daha üstündür demek de
yanlış olur kanaatindeyim. Sadece mesleğe ve çalışılan sektöre göre liderlik
düzeyleri değişkenlik gösterir. Mesela demokratik bir lider olmak her işletme
dersinde övülen bir liderlik çeşididir. Ekiple istişare ederek karar almak,
yetkilendirmeler yapmak.. Peki bir ilk yardım ekibinin şefiyseniz? İstişare
etmeli misiniz? Yaralı buna müsait mi? Sizce kaç dakikası var hayata tutunmak
için? Burada da otokratik bir lider olmak ve tüm görevleri ekibine dağıtmak
önem arz eder.
Kitaptaki en önemli kısım bence liderlerin otobüse
alacakları DOĞRU insanlara karar vermeleridir. Doğru değişkendir, şirkete,
mesleğe, pozisyona göre değişkenlik gösterir. Ve bu doğru insanları doğru
koltuklara oturtmak en az onları seçmek kadar önemlidir. Hayati öneme sahip
olan kısım ise YANLIŞ insanları otobüsten indirebilmektir. Çünkü koltuklarda
oturan yanlış insanlar yer kaplarlar ve ayakta durmaktan sıkılan bazı doğru
insanlar ilk durakta inip başka bir otobüse binebilirler. Çok büyük
şirketlerde, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında yanlış insanlar
indirilemediği için sistem yavaşlar, hizmet kalitesi düşer.
Kitap aslında bir çok konuda detaylı bilgi veriyor burada
sadece küçük bir kısmına giriş yaptım. Ama bu alanla alakalı bir çok kitabı
okumuş birisi olarak benim adıma "ufuk açıcı" diyebileceğim, başucu
kitaplarından birisi oldu. İleriki haftalarda da başka bölümlerine atıflar
yapan yazılar yazacağım inşallah. Şiddetle tavsiye olunur.
Selametle efendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder